Evrensel'de yer alan habere göre, Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, konut kiralarında artış oranının 1 yıl süreyle yüzde 25’i aşamayacağını söyledi.

Bozdağ, 1 Temmuz 2023’e kadar yenilenecek kira sözleşmelerinde artışın bir önceki yılın yüzde 25’ini geçemeyeceğini söyledi.

Düzenleme son 1 yılda kiralara gelen ortalama yüzde 180 fiyat artışının geri alınmasını kapsamadı.

Konuya ilişkin konuşan Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “Konut kiraları bakımından 1 Temmuz 2023’e kadar yenilenecek kira sözleşmelerinde bir önceki kira yılının yüzde 25’ini geçmemek koşuluyla yapılacak artışların geçerli olduğuna dair bir geçici hüküm Borçlar Kanunu’na Adalet Komisyonunda eklenecek.

AK Parti grubu, MHP grubu orada teklif verecek ve oraya eklenecektir. Böylelikle konut kiralarında bir yıl süreyle bir önceki yılın kira bedelinin yüzde 25’ini geçmeyecek şekilde artış yapılabilme imkanı getiriliyor. Bunun üzerinde yapılacak artışların geçerli olmadığı açıkça ifade ediliyor” dedi.

Konut kiralarına, 1 yıl geçici süreyle getirilen yüzde 25 artış sınırını değerlendiren Araştırmacı-Yazar Dr. Sinan Araman, konut kiralarının 1 yılda yüzde 183 arttığını söyledi. Araman fahiş kira sorununun söz konusu yöntemle çözülemeyeceğini dile getirdi.

Araman, “Ev sahipleri zamlar yaptılar hem de çok yüksek zamlar yaptılar. Bir kısmı kiracılarını çıkardı, bir kısmı kiracılarını çıkarmak için davalara başvurdu. Asgari ücret çok düşük düzeyde enflasyon çok yüksek. İnsanların geçimini sağlayabilecek bir düzeyde değil.

Normalde kira standartları bir işçi ailesinin gelirinin yüzde 20-30’unu geçmemesi gerekir. Bu bir standart, uluslararası sözleşmede geçiyor. Bir asgari ücretlinin de kira geliri yüzde düzeyinde olmalı, makul olan bu.

Dünya standartları olarak kabul edilen. İstanbul’da ortalama kiralar 7-8 bin lira. Asgari ücreti ikiye katlamış zaten. Yüzde 25 bile yapsanız bu sorunu çözemezsiniz. Yapılması gereken müteahhitlerin elindeki boş konutlara el koyması ve ucuza kiraya verilmesidir” dedi.

"İKTİDAR MÜTEAHHİTLERE BOL KESEDEN DAĞITTI"

Konut arzının yetersiz olduğunu düşünmediğini dile getiren Araman, “2014’den beri müteahhitlerin elinde 1 milyondan fazla konut arz fazlası var. Talep yok. Çünkü insanların kredi çekip ödeyecek güçleri yok. Ucuz kredi olanaklarından yararlananlar ev sahibi olanlar.

Bunlar da evine ev katıyorlar, aldıkları evlerinin maliyetini kiracılara yıkıyorlar. Asgari ücret yetersiz zaten. Ev kiralarını karşılayacak bir asgari ücret yok. Artı enflasyon, insanların satın alma gücü ha bire düşüyor. Geçinemiyor insanlar. Bu çözüm olmayacak. Çözüm kamunun işe el atması. Kamulaştırması.

Müteahhitlere çalıştılar 20 yıl boyunca, kaynakları oraya aktardılar, vergi afları yaptılar. Ucuz krediler, verilen kaynakların yarısını kiracılara aktarsaydılar sorun bu boyuta gelmezdi ama devlet burada cimrilik yaptı. Müteahhitlere bol keseden dağıttı, gerçekten yoksul halka gelince pinti davranıyor” diye konuştu.

Konutlardaki ısı yalıtım kredisine de değinen Araman, “Binasını dış kaplama yaptıracaklara ucuz kredi verecekler. Bu uygulamanın nesi kiracıların sorununu çözecek. Bu uygulamanın bile yine ev sahiplerine, müteahhitlere kredi kaynağı aktarma olduğu çok net. Bu neyi gösteriyor.

İnşaat sektörünü ayakta tutmayı. İnşaat sektörüne kaynak aktarmak. Açıkladıkları bütün program sektörü ayakta tutmaya yönelik.  Gerçekten konut sorununu çözmeye yönelik bir adım atmıyorlar” dedi.

SPEKÜLASYON OLAĞANÜSTÜ BOYUTLARDA

Konut  sorununun olağanüstü boyutlarda olduğunu söyleyen Araman, “Soruna çözüm üretemiyorlar. Emekçiden yana çözüm üretmek istemiyorlar. Çözüm üretiyorlarmış gibi davranıyorlar. Enflasyonun 2-3 kat üzerinde konut artış fiyatları var. Kira artış fiyatları var. Zaten soruna çözüm üretmek gibi bir çabaları yok.

Konut Kredisiyle Ev İmkânsız! Konut Kredisiyle Ev İmkânsız!

Müteahhitleri kurtarmak, İnşaat sanayinin yürümesini sağlamak. Spekülasyon şu anda iki kısmı ayakta tutuyor. Bir müteahhitleri iki spekülasyonla ev alan gayrimenkul zenginlerini ayakta tutuyor. Spekülasyonu sona indirmek gibi bir amaçları yok.

Spekülasyonla fiyat artışına neden olacak teşvik edecek politikalara çanak tutuyorlar. Turizm bölgelerinde yangınla imara açılan araziler, yabancılara teşvikle yapılan satışlar. Bunlar spekülasyonu körüklüyor, artışları artırıyor. Birçok müteahhit batma sorunu ile karşı karşıya gelecek. Daha önceden dolar üzerinde çektikleri kredileri inşaata yatırdılar.

Bunlar müteahhitlere çalışıyor, müteahhitleri kurtarma operasyonu olarak görüyorum ben bunları. İnşaat sektörünü ayakta tutma çabası. İnşaat sektörü de battığı anda ekonomik kriz derinleşecek. Büyük bir facia ile toplum karşı karşıya kalacak” değerlendirmesinde bulundu.

Editör: Emlak Zirvesi