Kiptaş Genel Müdürü Ali Kurt, AK Parti’nin çoğunlukta olduğu İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Meclisi’nin şu an Kiptaş’ın karşısında olduğuna dikkat çekti.

Kurt, “Şu anda İBB Meclisi Kiptaş’ın elindeki mülkleri plansız hale getiriyor. Bizi rahat bırakırlarsa, biz de bir şey üretelim, onlar da üretsin” dedi.

Kiptaş’ın önceki dönem yönetiminde gerçekleşen bazı yurt tahsisleri ve bir kentsel dönüşüm projesiyle ilgili suç duyurusunda bulunduklarını anlatan Kurt, “Geçmişte burayı yönetenlerin yaptığı bazı usulsüz işler var. İçeride kamu zararı var.

Biz de onunla ilgili suç duyurusunda bulunduk. İşlem başlattık. Mülkiye müfettişleri geldi, bizi sorguluyor şu anda.

Konut Satışlarında Düşüş Sürecek mi? Konut Satışlarında Düşüş Sürecek mi?

Bilgi, belgeleri verdik, sorgu sualler bitti. Rapor yazıyorlar, şu anda. Bekliyoruz. Şirketim zarara uğradı diye şirketin hakkını savunuyorum. Mülkiye müfettişleri geliyor, bizi denetliyor” diye konuştu.

İstanbul'da 1.5 milyon stok fazlası olduğunu belirten Kurt, "Bunları değerlendirmek lazım. Devlet bunları edinip uygun ödeme planıyla ihtiyaç sahibi insanlarla eşleştirebilir" dedi.

Halk TV’den Hazal Ocak’ın soruları ve Kurt’un yanıtları  şöyle:

‘KAFA KARIŞIKLIĞI VAR’

Konut piyasası ile başlayalım. Şu anki piyasayı nasıl görüyorsunuz?

Çok kötü görüyorum çünkü bir kere satışlar durdu ve düştü. Hükümet son dönemde paket çıkartmıştı. Biliyorsunuz, bu paketlerin hepsinin ortak özelliği satışa teşvik etmesiydi. BDDK haziran ayında bir uygulama başlattı ve kredi kullanma işleri zorlaştırdı.

Hükümet tarafında da bir kafa karışıklığı olduğunu görüyoruz. Kredi kullanma zorlaştığı için konut satışları da durdu. Bu üreticinin moralini bozuyor. Pandemi etkisiyle malzeme tedarikçi firmalarında büyük bir problem vardı.

Bunların hepsi birleşince kriz kaçınılmaz. Zaten var. Bir de alınan kararlar bence bu işi olumsuz anlamda tetikliyor. Konut sektörünün sıkıntılı gittiğini ve konut fiyatlarının daha da artacağını düşünüyorum.

“ALIM GÜCÜNÜN ARTMASI ÖNEMLİ”

Herkesin fiyat algısı değişti. 2, 3 yıl önce 2 milyona alınabilecek evler kat kat arttı şimdi bu tutarlarda ev almak mümkün değil. Bu fiyatları nasıl değerlendiriyorsunuz? Sizce bu fiyatlar geçici mi, yoksa kalıcı mı?

Bir ürünü ne kadara mal edersek o kadara satmak zorundayız. 10 liraya mal edersek 10 liraya satmak zorundayız. Türkiye’de şu an ortalama konut fiyatı bir buçuk milyon lira. Sosyal konut üretmek bu saatten sonra pek mümkün değil. Neden değil? Sonuçta bir ürünü 15 liraya mal edebiliyorsunuz ama asgari ücret 5 bin 500 lira.

Devletin son yaptığı 200 bin konutluk kampanya satış fiyatı olarak değil ama ödeme planı olarak çok pozitif.

Sosyal konut ödeme planı var ama orada da değişken ödeme planı olması büyük bir risk çünkü enflasyona göre konut satış fiyatları artacak. Burada önemli olan da alım gücünün de aynı oranda artması. Ödeme güçlüğü çeker vatandaşlar.

“DEVLET BOŞ KONUTLARI EDİNSİN”

Peki, TOKİ’nin sosyal konut kampanyası konut fiyatlarını etkiler mi?

TOKİ’nin kampanyası insanları biraz ne olup ne olmayacağı konusunda beklemeye aldı. Gidişatı olumlu görmüyorum. Kısa vadede pahalılık olarak döner. Bu konut projesi gerçekleştiriliyor olsa bile bugün başlasanız 24 ay sonra bitecek.

Yaklaşık 250 bin konut desek, yaklaşık 1 milyon insanın barınması demek. Niye pahalılık olarak dönecek? Kamunun bu yaptığı yatırımla sektör tamamen kamuya dönerse bu sefer özel müteahhitler piyasada ürettiği ürünle ilgili sorun çıkacak. Mesela seramik, kapı bulamayacak. Orada hazır para var. Herkes oraya gidebilir.

Bu sefer tedarikte sorun yaşayacağım ve o ürüne daha pahalıya ulaşacağım. Daha pahalıya mal edeceğim. Daha pahalıya mal ettiğim evi daha pahalıya satacağım. Yapılmak istenen iş güzel, kulağa hoş geliyor, pozitif ama iyi yönetilmesi ve iyi kurgulanması gerekiyor. Barınma sorunu fazla konut üretilerek çözülemez. Bizim şu anda bir sorunumuz var.

İstanbul’da çok ciddi bir boş konut stoku var. 1.5 milyon milyon. Bunları değerlendirmek lazım. Devlet bunları edinip uygun ödeme planıyla ihtiyaç sahibi insanlarla eşleştirebilir. Ayrıca İstanbul’un bir riskli yapı sorunu var. Çok ciddi bir riskli yapı stoku var. Kentsel dönüşüm öncelik verilmeli. Bu kaynaklar verimli kullanılmalı.

Planladığınız bir sosyal konut projeniz var mı?

Biz İstanbul’da sosyal konut tabii ki yapmak istiyoruz ama arsa maliyetleri ortada. Sadece inşaat maliyetleri söylüyorum size. 100 metrekare konut 1.2 milyon. Yani buna arsa maliyeti artı banka ödeme planlarını eklediğinizde minimum ürettiğim bir konutu 3 buçuk, 4 milyondan aşağıya satamam.

Mesela özellikle İstanbul Yenileniyor Platformu'yla hayata geçirdiğimiz kentsel dönüşüm atılımında diyoruz ki: ‘Bize başvuran 7 bin 315 nokta var. 39 ilçeden başvuru var. Yaklaşık 157 bin 964 bağımsız birimi kapsayan riskli yapı başvurmuş, 576 bine yakın insan yaşıyor. Elimizde bir boş konut stoku var. Niye bunu değerlendirmiyoruz.’

Editör: Emlak Zirvesi