Gazete Duvar'dan Ceren Deniz'in haberine göre, 2022 yılında Rusya ve Ukrayna arasında başlayan savaş nedeniyle bu ülkelerden Antalya’ya ciddi bir göç oldu.

Kimi ev aldı, kimi en az bir yıllık kira sözleşmesi imzaladı. Bazıları özel sektörde iş bulurken, bazıları da uzaktan kendi ülkelerindeki işlerine devam etti, çocukları Antalya’daki okullara gitmeye başladı.

Resmi rakamlara göre, dönemsel vizelerle gelenlerle birlikte kentte yaşayan yabancı sayısı 200 bini aştı. Emlak sektörü, bu göçten en fazla etkilenen sektörlerden biri oldu.

Satılık ve kiralık ev fiyatları artarken, şehirde konut bulmak da zorlaştı. Uzmanlar, mevcut krize karşılık kent yasası, vergi, kota gibi önlemlerin alınmasını istiyor.

‘KİRALARI KARŞILAYAMAYANLAR ŞEHİR MERKEZİNDEN GÖÇ EDİYOR’

Antalya’nın 2 milyonluk nüfusunun, 2040’ta 4 milyon olmasını beklediklerini söyleyen Şehir Plancıları Odası Antalya Şube Başkanı Funda Yörük, art arda yaşanan göç dalgalarının nüfus tahmininde öngörülen süreyi öne çektiğini belirtti.

Yörük, “Öngörülerin dışında ve çok hızlı seyreden nüfus artışı, geleceğimizi, yaşam standartlarımızı tehdit ediyor. Konyaaltı ve Muratpaşa’da mülkiyet kiralama ve satış fiyatlarında dolar-euro bazlı fahiş artışlar yaşanıyor. Şehrin insanları bu rakamları artık karşılayamadıkları için Kepez, Döşemealtı, Korkuteli, Serik gibi ilçelere doğru kaymaya başladı” diye konuştu.

‘KENT YASASI LAZIM’

Antalya’da yoğun göç alan Konyaaltı, Muratpaşa, Döşemealtı ve Alanya’da bazı mahalleler, 2022’nin temmuz ayında yabancıların ikamet başvurularına kapatıldı. Ancak bu bölgelerdeki birçok sitede çoğunlukla yerleşik yaşayan yabancılar site yönetiminde.

Yörük, site yönetimlerinin yerlileri siteden çıkarmaya çalıştığını öne sürdü. Buna karşılık bir kent yasası çıkarılmasını ve Antalya’ya yerleşme talebine kota uygulanmasını önerdi.

Yörük, şöyle devam etti: “Aksi halde bu şehrin tamamını imara açıp planlasak da yetmez. Şehrin planlı büyümesini sağlamak için göçü kolaylaştırmamak, aksine zorlaştırmak lazım.”

‘FİYATLAR DURMUYOR, HER GÜN ARTIYOR’

Rekor seviyelere ulaşan konut fiyatlarının hem şehir insanına hem de sektöre etkilerini değerlendiren Antalya Emlakçılar Oto Galericiler ve İş Takipçiler Odası Başkanı İsmail Çağlar, son bir yılda yaşananları şöyle özetledi:

“Önce fiyatlar kontrolsüzce yükseldi. İnanılmaz seviyede arz-talep oluştu. Bundan nasiplenmek isteyen ev sahipleri, kiracılarına birer birer tahliye tebligatı gönderip evlerini döviz üzerinden fiyatlandırıp yabancıya satmaya, kiralamaya çalıştı.

Şimdi ise kiralık ve satılık ev yok. Olanları da yabancılar kendi içlerinde, vergiye tabi olmadan alıyor ve kiralıyor. Hâlâ fiyatlar yerinde durmuyor, her gün artıyor.”

‘KAYIT DIŞI İLANLAR SOSYAL MEDYADA’

Emlak piyasasının giderek kayıt dışı bir ortama sürüklendiğini, kontrolün de giderek güçleştiğini belirten Çağlar, “Facebook, Telegram gibi sosyal medya gruplarında binlerce kişi, emlakçı gibi ev alıp satıyor, yabancılara ev kiralıyor.

Sektör karaborsa koşullarına teslim oluyor. Aslında her şey internette kayıtlı. Sosyal medya sayfaları, Rusça ve Ukraynaca yazılmış ev ilanlarıyla dolu. Denetlemek çok zor değil. Yapılacak bir inceleme, kayıt dışı işleri tespit için yeterli olur” dedi.

Çağlar, çözüm için şu öneride bulundu: “Antalya emlak piyasasında fiyatlar artık düşmez. Ama denetim yapılırsa, gelişigüzel fiyat artışları önlenir, karaborsa son bulur. Fiyatlar günün koşullarında olur.

Biz Antalya Vergi Dairesi Başkanı ile birlikte denetim yapıyoruz. Ama denetime çıkabilecek memur sayısı kısıtlı ve Antalya çok geniş bir şehir. Denetim ekiplerinin artırılması gerekiyor. Biz bu talebi, Ticaret Bakanlığı’na ilettik.

Bir Kira Zam Cinayeti Daha! Bir Kira Zam Cinayeti Daha!

Ya denetim ekipleri artırılsın ya da odalarımıza bu konuda yetki verilsin istedik. Zor zamanlar geçiriyoruz. Emlakçılar, ‘Protesto için tepki yürüyüşü yapalım’ diye her gün arıyorlar. Bu şartlara ne kadar direnip devam edebiliriz bilmiyoruz.”

‘BU SORUN 2 SENEDEN ÖNCE DÜZELMEZ’

Antalya Ticaret ve Sanayi Odası (ATSO) Emlak Meslek Komitesi Üyesi Halil Ersoy da emlak sektöründe işlerin durduğunu belirterek, son duruma ilişkin şunları söyledi:

“Yüksek fiyatlar yüzünden insanlar ev alamıyor. En makul dairenin fiyatı 2,5 milyon lira. Son bir yılda sektöre yabancılar hâkim oldu. Özellikle Antalya’nın popüler bölgeleri, Konyaaltı ve Lara gibi bölgelerde piyasa tamamıyla onların kontrolünde. Biz oralarda çalışamıyoruz.

Kiralar da Antalya’nın neresine giderseniz gidin çok yüksek. Elimizdeki en düşük fiyatlı dairelerin kirası 7-8 bin lira, çoğu kira 10-15 bin lira bandında. Memurlar geliyor, ‘Bizim kazancımız zaten o kadar. Bu rakamları nasıl verelim?’ diye soruyorlar. Bu sorun, şimdi önlem alınsa bile iki seneden önce düzelmez.”

‘KOOPERATİFÇİLİK DEVREYE ALINMALI’

Antalya’da orta ve dar gelirlilerin yaşadığı konut sorununun gün geçtikçe derinleşen bir krize dönüştüğünü ifade eden gayrimenkul değerleme uzmanı Emrah Kaya, şöyle konuştu:

“Geçen yılın TÜİK verilerine göre, Antalya’da her dört konuttan biri yabancıya satıldı. Bu oran, 2021’de beş satıştan biriydi. Akdeniz çanağında kentsel yaşamın kalitesinin en yüksek olduğu illerden biri Antalya. Yabancı ilgisi sürecek. Bazı önlemler alınması gerekiyor.

Vatandaşlık, gayrimenkul satın almaya dayalı olmamalı. İkamet verilebilir ama vatandaşlığın daha zor koşulları olmalı. Aksi halde fiyatların suni yükselişi sürer. Ayrıca enflasyonunun egemen olduğu 80’li, 90’lı yıllarda kooperatifçilik, eksiklerine rağmen başarılı olmuştu. Antalya’daki konut probleminin çözümü için kooperatifçiliğin yeniden düzenlenip devreye alınması gerekiyor.”

KONUT KRİZİNE VANCOUVER ÖRNEĞİ

Katıldığı Gazete Duvar yayınında barınma krizinin önlem alınmazsa kalıcı olacağına değinen yazar Selçuk Şirin, Türkiye’de üretilen konutların büyük kısmının, ortalama gelir seviyesindekilerin alamayacağı, kazancı döviz üzerinden olanların ve yabancıların alabileceği konutlar olduğunu söyledi.

Benzer bir konut krizinin Kanada’nın Vancouver şehrinde de yaşandığını anlatan Şirin, konuya ilişkin şunları söyledi: “Türkiye’de iki yer Vancouver’a benziyor. Antalya ve İstanbul. Vancouver’da da yabancıların konut alımı çok yoğun. Daha önce orada Çinliler ev alıp, boş tutuyorlardı.

Bunun üzerine Vancouver Belediyesi, evini üç ay boş tutana vergi getirdi. Kişi, birkaç konut sahibiyse ödeyeceği vergi katlanarak artıyor. Bu sistem, orada sorunu çözdü. Türkiye’de de konut krizinin yaşandığı şehirlerimizde kur avantajıyla bir değil, 10 ev alıyorlar; kiraya da vermiyorlar. Böyle uygulamalara ihtiyaç var.”

Editör: Emlak Zirvesi