Şanlıurfa63'de yer alan habere göre, mevcut yapıların depreme karşı dayanıklılığı, binaları ayakta tutan taşıyıcı kolonların tadilat adı altında kesildiğinden şüphelenildiği durumlarda nasıl bir yol izlenmesi gerektiği, ev alırken nelere dikkat edilmesi gerektiği gibi hayati önem taşıyan konularda Yaşar Üniversitesi Mühendislik Fakültesi İnşaat Mühendisliği Bölüm Başkanı Prof. Dr. Özgür Eğilmez ile Mühendislik Fakültesi Dr. Öğretim Üyesi Cüneyt Tüzün ve Dr. Öğretim Üyesi Şahin Çağlar Tuna açıklamalarda bulundu.

Binalarda tadilat adı altında kolon kesilmesiyle ilgili bilgi veren tasarım gözetmeni Dr. Öğretim Üyesi Cüneyt Tüzün, “Öncelikle binayı kullanan kişilerin yapıların mevcut durumunu değiştirmelerinin sakıncalı olduğu bilinci sağlanmalıdır.

Eşin İmzalamadığı Tahliye Taahhüdü Geçerli mi? Eşin İmzalamadığı Tahliye Taahhüdü Geçerli mi?

Binanın mevcut durumumdaki kolon, kiriş, perde ve duvarların kaldırılması durumunda ilk yapılması gereken ilgili belediyeye şikayet ederek, ilgililerin tespit yapmasını sağlamaktır. Kolon, kiriş ya da perdesi kaldırıldığı tespit edilen binalarda güçlendirme yapılmadan oturulmaması gereklidir” dedi.

"Hasar görse bile yıkılmamalı"

Türk Bina Deprem Yönetmeliği’nde ülkenin her bölgesi için en büyük deprem öngörüsünün belirtildiğinin altını çizen Prof. Dr. Özgür Eğilmez, “Öngörü diyorum çünkü hangi büyüklükte bir deprem olacağını net olarak bilmek mümkün değil. Mevcut binalara gelecek olursak yapı hangi yönetmeliğe göre tasarlandıysa (1975, 1998, 2007, 2018), o yönetmelikte öngörülen en büyük depremde ayakta kalmak üzere tasarlanmış demektir.

Güncel deprem yönetmeliğine göre tasarlanan binaların yönetmelikte öngörülen muhtemel en büyük depremde büyük hasar görmesine rağmen ayakta kalması hedefleniyor. Yönetmeliklerde öngörülen deprem büyüklükleri her yeni yönetmelikle birlikte artmıştır.

Dolayısı ile eski şartnamelere göre tasarlanmış bir binanın, 2018 şartnamesine göre tasarlanmış bir binaya nazaran muhtemel büyük bir depremde daha fazla hasar göreceği muhakkaktır. Yapı stoku mevcut deprem yönetmeliğine göre kontrol edilmeli.

Yetkin mühendislik ofislerinden böyle bir hizmet almak mümkün. Yapılan tetkik neticesinde binanın durumu, güçlendirme gerektirip gerektirmediği veya yıkılmasının mı gerekli olduğu anlaşılacaktır” diye konuştu.

Eski binalar çürük mü?

Her eski binaya çürük ve dayanıksız denilemeyeceğini belirten Prof. Dr. Eğilmez, “Ancak 1998 deprem yönetmeliğine göre tasarlanmamış yapıların daha riskli olduklarını söyleyebiliriz. Türkiye Bina Deprem Yönetmeliği 1998’den sonra 2007 ve 2018 yılında revize edilmiştir. Her revizyonda yapının tasarlandığı deprem yükü artırılmıştır.

Dolayısı ile yapınızın muhtemel büyük bir depremde yıkılma riski veya göreceği hasarın boyutları, tasarımında kullanılan deprem yönetmeliğinde geriye gittikçe artıyor demektir. Burada bahsedilmesi gereken bir başka etken de inşaatın projeye uygun şekilde yapılıp yapılmadığıdır. Türkiye’de yıkılan ve ağır hasar gören binaların çoğu mühendislik hizmeti görmemiş, ehil olmayan kişiler tarafından kontrolsüz olarak inşa edilen binalardır" dedi.

"Zemin hesaplamalarını yetkin mühendisler yapmalı"

Yerel yönetimlerin üzerine düşen en temel görevin gerek tasarım, gerekse uygulama aşamasında kontrol mekanizmasının oluşturulması olduğunu belirten tasarım gözetmeni Dr. Öğretim Üyesi Şahin Çağlar Tuna, “İmar ve iskan izinleri aşamasında yerel yönetimlerin gerekli kontrolleri sıkı bir şekilde yapması gerekiyor.

Zemin yapısı, binanın deprem davranışında büyük önem taşımaktadır. Zemin davranışını, betonun taşıma kapasitesini hesap eder gibi net bir şekilde tarif etmek mümkün değildir. Tasarımda kullanılan hesaplar birçok varsayım içerir.

Dolayısı ile zemin ile ilgili hesaplamaların, üst yapının tasarımında da olması gerektiği gibi, mutlaka zemin konusunda yetkin mühendisler tarafından yapılması gerekmektedir. Vatandaşlara verebileceğimiz en iyi tavsiye konut satın alma aşamasında tasarımı yapan ve imalatı yapan kişilerin mesleki yeterliliklerini sorgulanması olacaktır” diye konuştu.

Editör: Emlak Zirvesi