“MAL CANIN YONGASI”

Geçtiğimiz Şubat ayında Kahramanmaraş’ta meydana gelen depremler, Doğal Afet Sigortaları Kurumu (DASK) ve konut sigortasının önemini bir kez daha ortaya koydu.

‘Mal canın yongasıdır’ deyiminden hareketle biz de Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) 16. Meslek Komitesi Başkanı Ünal Ünalan ile DASK’ın ve konut sigortasının önemini konuştuk.

Sakarya’daki durumu verilerle anlatan Ünalan,  Doğal Afet Sigortasının yanı sıra konut sigortasının da mutlaka yaptırılması gerektiğini ifade ederek tavsiyelerde bulundu.

Kira Beyannamesinde Pişmanlık Uygulaması Nedir? Kira Beyannamesinde Pişmanlık Uygulaması Nedir?

ADI ZORUNLU AMA…

Ünalan, “Ülkemizde ‘Zorunlu Deprem Sigortası’ bulunuyor. İsminde zorunlu kelimesinin geçmesine bakılmaksızın sigortayı yaptırmak istemeyenlere bir yaptırım bulunmamakta.

Sadece tapu işlemleri, elektrik ve su abonelikleri yaptırılırken zorunlu deprem sigortası sorgulaması yapılıyor. Zorunlu deprem sigortası olmayan binalara bu işlemler yapılamıyor.

Burada dikkat edilmesi gereken ayrım; tamamı ticari kullanımda olan binalar zorunlu deprem sigortası kapsamına dahil değil.

Tamamı ticari kullanımda olan bir binaya zorunlu deprem sigortası yapılsa bile yanlış işlem yapılmış olmakla birlikte olası bir depremde hasar ödemesi alamaz. Ticari binaların deprem teminatları yangın paket poliçeleri ile birlikte satın alınmalı” ifadelerine yer verdi.

EKSİK POLİÇEMAĞDURİYETİ

Bazı vatandaşın poliçe primlerini daha az ödemek için zorunlu deprem sigortası yaparken evlerinin metrekarelerini düşük gösterdiklerini söyleyen Ünalan, “6 Şubat depreminden sonra DASK kurumunun yaptığı zorunlu deprem sigortası ödemelerinde maalesef bazı detaylar gördük. Poliçeler yapılırken tapu işlemleri, elektrik ve su abonelikleri yapılabilsin diye düşük metrekare üzerinden tanzim ediliyor.

Düşük metrekare ile tanzim edilen poliçelerde hasar sonrasında çok ciddi problemler oluştu. İnsanlar gerçekte olan hasarlarının karşılığını alamadı. Zorunlu deprem sigortasında poliçe yapılırken ne kadar metrekare belirtildiyse vatandaş ona göre tazminat alıyor.

DASK kurumunun zorunlu deprem sigortasında ödediği bedel ekim ayında yapılan düzenleme ile 3 bin 16 TL olarak belirlendi. Ayrıca zorunlu deprem sigortasında maksimum poliçe teminatı 640 bin lira. Bu durumla birlikte poliçe primleri de artmış oldu” şeklinde konuştu.

“KONUT SİGORTASI TAMAMLIYOR”

DASK’ın zararların tanziminde tek başına yeterli olmadığını belirten Ünal Ünalan, “DASK, metrekare başına 3 bin 16 lira ödüyor. Bu da  bir binanın yeniden yapılabilmesi için yeterli bir rakam değil. Bugün inşaat metrekare maliyetleri 12-20 bin lira arasında seyrediyor.  

Bu noktada deprem sigortasından sonra bizim konut sigortalarımız ve poliçelerimiz devreye giriyor. Vatandaş konut sigortası ile zorunlu deprem sigortası ödemesinin ardından kalan kısmını tamamlayabiliyor.

Konut sigortalarının içerisinde sadece deprem yok. Deprem, yangın, sel ve hırsızlık gibi birçok teminat konut sigortalarının içerisinde bulunuyor. Daireler üzerine sigorta olabileceği gibi sadece içerisinde bulunan eşyalarda sigorta yapılabilir” dedi.

“ÖDEMELER ZARARI KARŞILAMADI”

Ünal Ünalan, sözlerini şöyle sürdürdü:

“Konut sigortası zorunlu değildir. Bu toplumun sigortalılık bilinciyle alakalı bir durum. Kahramanmaraş depremleri sonrasında yaşananlardan gördüğümüz gibi ülkemizde konut sigortasına ciddi bir ihtiyaç var. Bu noktada zorunlu deprem sigortası ödemlerinin sınırları ile ilgili mağduriyetler oluştu.

DASK, depremzedelerimize ev ve iş yerleri için ödemelerini yaptı. Bu ödeme vatandaşların hasarlarını karşılamaya yetmedi. Metrekare başına 3 bin 16 lira olan hasar ödemeleri vatandaşın zararını karşılamaya yetmedi.

Örneğin 100 metrekare olan bir ev için belirlenen miktardan, poliçedeki yüzde 2 muafiyet düşüldükten sonra 295 bin 268 bin lira ödeme sınırı çıkar. Bu ödeme sonucunda vatandaş evini 300 bin lira ile yapabilir mi derseniz, imkânsız.”

KONUT SİGORTASININ FAYDASI

Vatandaşın evinin bedeli doğrultusunda konut sigortasında düzenleme yapabileceğini dile getiren Ünalan, “Vatandaşlar Konut Sigortalarında poliçelerini yaptırırken bedellere dikkat etmeleri gerekli. DASK’da bedele müdahale edemezsin fakat konut sigortasında bu bedeller ayarlanabilir.

DASK’ın ödediği metrekare başına 3 bin 16 liranın yanında  konut sigortası yaptırırken bedel belirlenmeli. Bir daireye metrekare başına 15 bin lira denilirse, DASK 3 bin 16 lira ödeme yapıyor. Kalan 12 bin TL bedel için konut sigortasını belirleyebilir” şeklinde konuştu.

SAKARYA’DA SİGORTALILIK SEVİYESİ

Deprem bölgesinde bulunan Sakarya’da sigorta konusunda istenilen oranın yakalanamadığını söyleyen Ünalan, “Sakarya’da özellikle 6 Şubat depreminden sonra konut sigortası yaptıran kişilerde çok ciddi bir artış var. Sakarya’nın deprem bölgesinde olması nedeniyle bu artış beklenilen seviyede olmasa da başvuru sayılarında 3 kat artışa şahit olduk.

Sakarya’mızın deprem bölgesi olması sebebi ile sigortalılık oranı bize kalırsa yüzde 100 olmalı. Ancak bu oran şuanda yüzde 84 civarında. Bunun ciddi bir kısmı tapu ve abonelik işlemleri için yaptırılan eksik poliçeler. Ülke genelinde ise oran yüzde 60 seviyesinde. Bu bilinç geliştirilmeli diye düşünüyorum.

Maraş depreminden sonra sigortalı sayımızda artış yaşanmış olmasına rağmen bu sayı gitgide azalıyor. Vatandaşlarımız dikkat etmesini gereken nokta şudur; İhtiyaç anında satın alamayacağız tek şey sigorta poliçesidir. Sigortalılık seviyesi maalesef istenilen düzeyde değil” dedi.

“DEVLET DENETLEMEYİ ARTTIRMALI”

Sigorta bilinci ve düzenlemeleri topluma kazandırmaya çalıştıklarını aktaran Ünalan, “Vatandaşın sigorta konusunda bilinç düzeyini  arttıracak yöntemler izlemeliyiz.  Sosyal mesajlar verilmeli. Bizlerin üzerine çok büyük görevler düşüyor. Biz Sakarya Ticaret ve Sanayi Odası (SATSO) 16. Meslek Komitesi olarak ciddi çalışmalar yapıyoruz.  

Odamız bünyesinde üyelerimize, diğer meslek gruplarına sigortanın önemini anlatarak üzerimize düşeni yapmaya çabalıyoruz. İlk-Ortaöğretim öğrencilerine seminerler düzenliyoruz. Üniversitelerimizi İlgili bölümleri ile sürekli ilişki içerisindeyiz. Bu noktada devlet otoritesinin çok büyük etkisi var.

Zorunlu deprem sigortasında bazı sıkıntılar var. Bu sıkıntıların başında adının zorunlu deprem sigortası olup kendisinin zorunlu olmayışı ve metrekare ölçümlerinin düşük gösterilmesi yer alıyor. Bu konuyla ilgili olarak SEDDK (Sigortacılık ve Özel Emeklilik Düzenleme ve Denetle Kurulu) çok yakında bir düzenleme yaparak bu konudaki mağduriyetlerin önüne geçecek. 200 metrekarelik evlerini 40 metrekareden göstererek zorunlu deprem sigortası yaptıran vatandaşlar var” şeklinde konuştu.

“İŞLERİ SİGORTACILIK DEĞİL”

Vatandaşın bilinçli bir şekilde, profesyonel bir yaklaşımla sigorta işlemleri yapmaları gerektiğini belirten Ünalan, “Sigorta poliçesinin alınacağı yer sigorta acenteleridir. Sigorta acentesi dışında alınan her poliçe de problem yaşanma oranı çok yüksektir. Biz bu sözleri diğer kurumları kötülemek için söylemiyoruz. İşleri sigortacılık değil, onların işleri bankacılıktır.

Dijital kanallardan alınan poliçeler çok büyük sıkıntı. Bu konuda insanlarımızı uyarmak istiyoruz. Hasar anında bir telefon ile ulaşabileceğiniz sigorta acentelerinden poliçelerini almaları gereklidir. Hem vatandaş sigorta işlemlerini yaparken doğru yönlendirme alır hem hasar sonrasında sigorta acenteniz yanınızda olur. Biz depremden sonra bu duruma örnek yaşadık. Kendi iş yeri yıkılan, akrabaları vefat eden acente arkadaşlarımız müşterilerinin hasarlarını karşılayabilmek için kendi acılarını bırakıp o bölgede çalışmalar yaptılar” dedi.

Editör: Emlak Zirvesi