AK Parti’nin Seçim Beyannamesi açıklandı. Beyannamede, sigortacılık alanında atılacak adımlar tek tek sıralandı. Hürriyet yazarı Noyan Doğan, DASK ile ilgili yapılacak köklü değişikliği yazdı:

Bakım sigortası uygulamasının hayata geçirilmesi, tarımda gelir koruma sigortası kapsamında ürün çeşitliliğinin artırılması, devlet destekli tarım sigortası kapsamında çiftçi kayıt sistemine kayıtlı tarım alanı miktarının yüzde 23’ten 30’a çıkarılması ve hukuki himaye sigortasının geliştirilip uygulanması, sigortacılık alanında yapılacaklar.

Ancak bunların içinde üç tanesi var ki, dikkatimi çekti. Biri, tüm afet tehlikelerini kapsayacak zorunlu afet sigortası mekanizmasının yaygınlaştırılması. Diğeri, yapı güçlendirme ve yenileme faaliyetleri gibi uygulamalarda ‘yanlış uygulama sigortası’ dahil olmak üzere sigorta sisteminin geliştirilerek, yaygınlaştırılması.

Üçüncüsü ise sigorta primlerinin taşkın risk seviyelerini, hasar ve kayıplarla ilişkilendirip meskûn mahallerdeki taşkın zararlarının DASK sigortası kapsamına alınması.

ZORUNLU AFET SİGORTASI 

Bu üç uygulama dikkatimi çekti, çünkü Kahramanmaraş depremi sonrası hem bina kalitesi hem de sigorta sistemi ön plana çıktı. Özellikle deprem bölgesinde her iki konuttan birinin DASK kapsamında olması ve konut hasarlarının büyük çoğunluğunun DASK tarafından ödenmesi; DASK’ın önemini gösterdi.

Seçim Beyannamesi’nde yer alan DASK’ın tüm afetleri kapsayacak şekilde yeniden yapılandırılması bir süredir gündemde. Bu kapsamda artık zorunlu deprem sigortası olmayacak, yerine yine DASK kapsamında, başta deprem ve sel olmak üzere tüm afetleri kapsayacak ‘zorunlu afet sigortası’ olacak.

Zorunlu afet sigortasının çalışmaları büyük ölçüde tamamlandı. Açıkçası, önümüzde seçim olmasaydı mayıs, haziran ayları gibi uygulamaya girecekti ki, amaç, sel baskınlarının yoğun yaşandığı haziran-ekim dönemi öncesi sigorta teminatını hayata geçirebilmekti.

Şunu da belirtmekte fayda var; deprem sonrası Şanlıurfa’da ve Adıyaman’da sel baskınları, DASK’ın sadece depremi değil sel afetini de kapsaması gerektiğini ortaya koydu.

YANLIŞ UYGULAMA SİGORTASI 

Gelelim, yapı güçlendirme ve yenileme faaliyetleri gibi uygulamalarda ‘yanlış uygulama sigortası’ dahil olmak üzere sigorta sisteminin geliştirilerek, yaygınlaştırılması.

Bence bu, hem deprem bölgesinde yapılacak konutlar hem de beklenen İstanbul depremine hazırlık için hız verilecek kentsel dönüşüm projelerinden kilit öneme sahip.

Aslında, 1999 Marmara depreminden hemen sonra, çürük bina yapımının önüne geçmek için yapı denetim sigortası yasal olarak başlatıldı ama bir arpa boyu yol alınamadı, rafa kaldırıldı. Önce zorunlu tutuldu, ardından zorunluluk da kaldırıldı.

2014 yılında ise, özellikle kentsel dönüşüm ve konut projeleri için kelimenin tam anlamıyla derde deva olacak bina tamamlama sigortası gündeme geldi, dört sene sonra yasal altyapısının bir kısmı tamamlandı ve uygulama geçildi ancak yasal bazı eksiklerin olması nedeniyle tam anlamıyla etkin olamadı. Bir iki projede uygulandı, hatta sigortalı tamamlanan konutlar, sahiplerine teslim edildi.

BİNA TAMAMLAMA 

Aslında sistem basit. Kentsel dönüşüm ya da konut projelerinde daha işin başında, müteahhit sigorta yapıyor. Sigorta şirketleri, sigorta yapacağı inşaat şirketinin mali yapısını, geçmiş tecrübelerini detaylı inceleyerek, poliçe düzenliyor.

Ticari Gayrimenkulde Reel Düşüş Ticari Gayrimenkulde Reel Düşüş

Sigortacı, inşaat şirketini riskli görür, projeyi bitiremeyeceğine karar verirse sigorta yapmıyor ya da ek teminatlar istiyor.

İnşaat süresi içinde şirket, sigortacıya karşı yükümlülüklerini yerine getirmez, mali yapısını bozacak girişimler içinde bulunursa ya da eksik malzeme kullanımı gibi yollara saparsa sigorta şirketi sözleşmeyi sona erdiriyor ve bunu da yetkili kurumlara bildiriyor.

Böylece riskin en aza inmesi ve tüketicinin mağdur olmaması için inşaatın, başlamasından bitimine kadar geçen süre içinde sigorta şirketleri denetim görevini yürütüyor.

Eğer, inşaat süresi içinde şirket iflas eder, konutları sahiplerine teslim edemezse; devreye sigortacı giriyor, konut için o tarihe kadar ödenen tüm bedeli tüketiciye ödüyor ya da sigorta şirketi, inşaatın tamamlanmasını sağlıyor ve tüketiciye konutu teslim ediyor.

Bir de bunun yanında yapı denetim kuruluşları için zorunlu sorumluluk sigortası aktif olarak devreye alınırsa riskli bina konusu tamamen gündemden kalkar. Mesela bu konuda, sigortacılar çok net konuşuyor; yapı sigortaları çok önceden devreye alınsaydı, depremde bu kadar büyük yıkımlar olmazdı diyorlar.

Editör: Emlak Zirvesi