Hürriyet'ten Oya Armutçu'nun Yazısı...

Öyle bir komşu var ki, hiçbir şey fayda etmiyor. Polise şikâyet ediyorsunuz, ALO 181 hattını arıyorsunuz, CİMER’e başvuruyorsunuz, bir türlü sonuç alamıyorsunuz.

Dava açıyorsunuz, yıllarca mahkemede uğraşıyorsunuz. Sonunda davayı da kazanıyorsunuz. Ama komşunuz hiçbirini dinlemiyor, gürültü yapmaya yine devam ediyor.

Bu kişiye ve bu gürültüye ömür boyu katlanmak zorunda mısınız? Kat mülkiyeti hukuku uzmanı İstanbul Barosu avukatlarından Mustafa Şeref Kısacık’a göre yanıtı, “Hayır”.

Kat Mülkiyeti Kanunu’na göre binadaki diğer malikler olarak dava açıp o kişinin hissesini satın alabilirsiniz. Böylece gürültücü komşunuzdan tamamen kurtulabilirsiniz.

Aapartmanlarda, yazlık-kışlık sitelerde yaşayanların en önemli sorunlarından biri de gürültü. Önce okurum M.K.’nın tadilat gürültüsü şikâyetini özetleyen sorusu:

M.K.: Site içinde bir apartman dairesinde oturuyorum. Yan komşum yaklaşık 10 gündür evinde tadilat yaptırıyor. 10 gündür sabah 10.00’dan akşam 18.00’e kadar matkap sesi dinliyorum. Psikolojim bozdu. Evet, hafta içi 10.00-18.00 arası tadilat yapılabilir diyelim. Ama ben bu süre zarfında çıkan bu korkunç gürültüyü dinlemek zorunda mıyım ? Delirmem kimsenin umurunda değil mi? Tadilat yapılabilir demek bu süre içerisinde sınırsız gürültü çıkarılabilir anlamında mıdır? Benim “rahatsız edilmeme” hakkım ne olacak? Buna karşı yapılacak hiçbir şey yok mu?

İDARİ BAŞVURU VE  SUÇ DUYURUSU

Okurum M.K. ve diğer okurlarımın tadilat ve apartman gürültüsüne karşı hangi hukuki yolları izleyebilecekleri ve nerelere başvurabileceklerine ilişkin sorularını kat mülkiyeti hukuku uzmanı, İstanbul Barosu avukatlarından Mustafa Şeref Kısacık şöyle yanıtladı: 

“Gürültücü komşulara karşı idari başvurular yapılabileceği gibi hâkim müdahalesi de istenebilir. Savcılığa suç duyurusunda bulunulabilir.

Çevre, Şehircilik ve İklim Değişikliği Bakanlığı’nın ALO 181 hattı aranabilir. Polise, belediyeye şikâyet edilebilir. CİMER’e başvurulabilir.

Ancak idari makamların, polis ve zabıtanın konuyla yeterince ilgilenmediği yönünde genel bir kanı var. Biz bu nedenle soruları kat mülkiyeti/komşuluk hukuku bakımından değerlendireceğiz ve o açıdan cevaplayacağız.

Kat Mülkiyeti Kanunu’nun (KMK) 18. maddesi aynı apartmanda/sitede yaşayan kişilerin, Türk Medeni Kanun’unun (TMK) 737. maddesi de komşuların birbirlerine karşı sorumluluğunu, uymakla yükümlü oldukları kuralları belirlemektedir.

KİRACILARIN DA ÖZEN YÜKÜMLÜLÜĞÜ VAR

Bu iki düzenlemeyi bir arada ele alıp değerlendirirsek evimizde/sitemizde; kendi bağımsız bölümümüzü, apartmanın ve sitenin ortak alan, yer ve tesislerini kullanırken; birbirimizi/komşularımızı rahatsız etmemeye, başkasının hakkını çiğnememeye özen göstereceğiz. Sadece malikler değil, kiracı veya başka sıfatla oturanlar da bu özeni göstermek zorundadırlar.

YÖNETİM PLANINIZA BAKIN

Kanuni düzenlemeler dışında, apartman ve sitelerin temel kurallar bütünü olan Yönetim Planı’na (YP) da bakmak gerekir.

Örneğin YP’de yaz aylarında “Acil ve zorunlu olanlar dışında tadilat, onarım yapılamaz” deniliyorsa veya “Yasak olmayan zamanlarda yapılacak tadilat ve onarımlar ancak şu günlerde ve şu saatlerde yapılabilir” şeklinde bir düzenleme varsa buna da uymak gerekir.

KRİTER: TAHAMMÜL EDİLEMEZ BOYUT

Bu genel açıklamalardan sonra okurumuz M.K. öncelikle apartman YP’deki düzenlemeye bakmalı. YP’de, bakım-onarım ve tadilatların hangi günlerde ve hangi saatlerde yapılacağı kararlaştırılmış olabilir.

Ancak o gün ve saatlerde tadilat yapmaya izin verilmiş olması; bu tadilatın tahammül edilemez boyutta komşuları rahatsız edecek şekilde yapılmasını haklı kılmaz.

İdari makamlara başvurabileceğiniz gibi, KMK’nın 33. maddesi uyarınca hâkimin müdahalesini de isteyebilirsiniz. Ancak, yargı süreci uzun sürdüğünden, birkaç günlük bir tadilatta hâkimin müdahalesini istemek pek gerçekçi olmaz.

UZUN ZAMAN VE ÇEKİLMEZ BOYUT

Kısa süreli tadilatlarda hâkim karar verene kadar tadilat bitmiş olur. Ancak apartmanınızın altındaki veya bitişiğindeki bir işyerinden örneğin spor salonundan sabahın erken saatlerinden, gecenin geç saatlerine kadar sizi rahatsız edecek boyutta gürültü geliyorsa bu durum süreklilik arz ettiği için, yargılama süreci uzun sürse de dava açarak hâkimin müdahalesini isteyebilirsiniz.

HÂKİM KEŞİF YAPTIRIR

KMK’nın 33. maddesine dayalı olarak açacağınız davada hâkim; ilgilileri dinler, tapu kaydını ve YP’yi getirtir, mahallinde keşif ve bilirkişi incelemesi yaptırır.

Gürültü ölçümleri, ses ölçüm cihazlarıyla gerçekleştirilir. Mahkeme heyeti ile bilirkişiler keşif mahalline gelirler.

Ancak pahalı ses ölçüm cihazları genellikle bilirkişilerde bulunmadığından, o anda ölçüm yapılamaz. Ses ölçüm cihazı temin edildiğinde, bilirkişiler genellikle sabah erken ve akşam geç saatlerde gelerek ölçümleri yaparlar.

Bu ses ölçüm cihazı genellikle bilirkişilerde bulunmuyor. Cihazı davacı olarak sizin temin etmeniz isteniyor. İlgili firmalardan temin edeceğiniz cihazı keşif sırasında kullanmak için kiralama bedeli 4.500 – 5.000 lira civarındadır.

Dava açanlar maalesef bu maliyeti de göze almak zorundadırlar. Cihazı temin ettikleri firmadan aldıkları faturayı mahkemeye sunduklarında, davayı kazanırlarsa mahkeme de bu miktarı yargılama gideri olarak kabul ederse ödenilen miktarı davalı taraftan alabilirler.

MAHKEME NASIL KARAR VERİR

Dava sonunda gürültünün varlığı, rahatsızlık verdiği ve buna davalının neden olduğu tespit edilirse hâkim gürültünün derhal önlenmesine karar verir.

Gürültünün önlenebilmesi için (yalıtım yapılması ihtiyacı... gibi bir nedenle) belli bir süreye ihtiyaç varsa hâkim kısa/uygun bir süre verir. bu süre içinde hâkimin kararı yine yerine getirilmezse KMK’nın 33/son maddesi gereği, aynı mahkemece davalıya idari para cezası verilir.  

Yargılama sonunda, alt veya üst kattaki komşudan/işyerinden gelen gürültünün ses yalıtımı yapılması ile ortadan kalkacağı tespit edilmişse verilen sürede bu ses yalıtımının yapılması gerekir.

Ya da gürültü eski teknolojiye sahip bir makinenin çalışmasından kaynaklı ise ve ses yalıtımı ile de sorun çözülemiyorsa aşırı ses yapan makine yerine yeni teknolojiye sahip daha sessiz çalışan bir makinenin alınması ve o yeni makinenin çalıştırılması ile de sorun çözülebilir.

MAHKEME KARARI UYGULANMAZSA 

Davacı aldığı kararı icraya koyar. Davalı aleyhine ilamlı icra takibi yapar. İcra emri gönderir. İcra takibine rağmen, davalı taraf kararda yazılanları yine de yapmıyorsa icra marifetiyle bu işler yaptırılır.

Mahkeme masrafları ile icra sırasında yapılan masraflar, harçlar, dava ve icra vekalet ücretleri davalı/borçlu taraftan icra dosyası kanalıyla tahsil edilir.

GÜRÜLTÜ YAPAN KOMŞUYA KARŞI DAVAYI KİM AÇAR

Apartman/site yöneticisi böyle bir davayı kendi başına açamaz. Davayı, zarar gören malik veya kiracının açması gerekir.

Davayı yöneticinin açması isteniyorsa GK’da bu konuda karar alınıp yöneticiye yetki verilmesi gerekir. Yönetici ancak o zaman böyle bir davayı açabilir.

O DAİREYİ SİZ SATIN ALABİLİRSİNİZ

“ÖYLE bir komşu var ki, hiçbir şey fayda etmiyor. Polise şikâyet ediyorsunuz, dava açıp kazanıyorsunuz ama komşunuz hiçbirini dinlemiyor.

Miras Arsa Sahiplerine Danıştay’dan Müjde Miras Arsa Sahiplerine Danıştay’dan Müjde

Gürültücü malik, mahkeme kararının kesinleşmesinden ve icra emrinin tebliğinden itibaren 1 yıl süreyle gürültü yapmaya hâlâ devam ediyorsa o kişinin yerini satın alabilirsiniz.

BİR ÖRNEK

KMK’nın 25. maddesinin size verdiği hakları kullanarak, bu komşunuzdan kurtulabilirsiniz. Nasıl mı? Bir örnekle açıklayalım. 20 bağımsız bölümlü bir apartman söz konusu olsun.

Bu apartmandaki bağımsız bölümlerin arsa paylarının da eşit olduğunu, böylece toplam arsa payının 200 olduğunu varsayalım.

KMK’nın 25. maddesine göre, apartman Genel Kurulu toplanarak, maliklerin sayı ve arsa payı çoğunluğu ile alacakları kararla, sorunlu malikin bağımsız bölümünün kendilerine verilmesi için dava açma kararı alabilirler.

Açacakları dava sonunda da o bağımsız bölümün mülkiyeti arsa payları oranında dava açanlara geçer. Bedelini arsa payları oranında ödeyerek, o bağımsız bölümün sahibi olurlar.

Örneğin apartmanda 20 malik var. (20:2 = 10 + 1) = 11 malikin dava açılmasına karar vermesi gerekir. Bu maliklerin arsa payları toplamının da yarıdan bir fazla alması gerekir. Arsa payı toplamı da 200 olsun.

200:2 = 100+1 = 101. Demek ki böyle bir davanın açılabilmesi için en az 11 malikin bunu istemesi ve bunların arsa payı toplamının da en az 101 olması gerekir.

Örneğimizde, arsa payları eşit olduğu için 11 kişi hem malik sayısı hem de arsa payı bakımından gerekli çifte çoğunluğu sağlamış oluyorlar.”

Editör: Emlak Zirvesi