Memişoğlu'nun Hakan Çelik'e yaptığı açıklamalardan satır başları şöyle;

'Ülkemizin başı sağolsun. Allah'tan rahmet diliyorum. Yaralılarımıza da acil şifalar diliyorum. Bizim için çok acı bir tarih oldu 6 Şubat. Biz İstanbul depremine hazırlık kapsamında genelde düşüncemiz varken maalesef Anadolu'da geniş bir yerde depremin acısını hissettik.

Biz sabah ilk depremi duyduğumuzda Afet Koordinasyon birimimizde toplandık Valimizin başkanlığında. Orada bütün personelimizi ve tedarik anlamındaki ihtiyaçları bölgeye gönderdik.

Oradan da bazıları havayolu ile bazıları karayolu ile bazıları da kendi yakınlarına gelmek ve burada hastanelere başvurmak suretiyle yaklaşık 21 bin 272 hastamız var.

Bunların şu an yatan anlamında 839 hastamız yatıyor. 97 hastamız da yoğun bakımlarımızda tedavi edilmekte.

Ezilmeye bağlı çoğu hastalar veya ekstremite kayıpları var. Allah onlara da şifasını versin. Biz hem onlara sağlık hizmet sunarken yönetici arkadaşlarımıza da söylediğimiz, 'Evlerinde hissetsinler' Yakınlarını ve kendilerinin bütün sosyal ihtiyaçlarını hastanelerimizde karşılıyoruz. Hatta taburcu olduktan sonra da bunlara barınma ve destek imkanı sağlayacak şekilde imkan sunuyoruz.

İSTANBUL DEPREME NASIL HAZIRLANIYOR?

Biz ilk 8 saatte ambulanslarımızın kendi kendine hareket etmesini istiyoruz. Hangi hastaneye nerede hasta bulursa nasıl taşıyacağını... Hangi hastanede planladığımızı...

Hatta bizim İstanbul'da 2 tane helikopterimiz var. Mesela deprem olduğu zaman otomatik olarak kalkma talimatları var. Birisinden bir talimat bekleyip de 'Kalkın' demesini beklemiyor. Ekiplerin ilk 8 saat ezbere hareket etmesini istiyoruz.

Onlara ezberletiyoruz. Diyoruz ki; 'Siz kalkacaksınız' veya bizim bütün hastanelerimizin ki bütün kurumların var esasında. Sağlıkla ilgili afet planları var. Bu afet planlarında biz nerede, nasıl hareket edilebilmesi gerektiğini hep yeniliyoruz.

Depreme giden birçok arkadaşımız ve yöneticimiz var. Onlardan aldıklarımız bilgilerle, o tevrübelerle İstanbul'daki depremle ilgili yeniden o afet planlarımızı yenileyeceğiz.

Biz mesela şunu yapıyoruz... İstanbul'a bir yerden hastaneye biri gelecekse mesela Kayseri'den kalp cerrahları gelecek.

Hangi hastanemize hangi yolla nasıl geleceğini öncesinde ezberletiyoruz onlara. Onlara tanıtmak gerekiyor.

Çünkü İstanbul'da bir deprem olduğu zaman 8 saatte ulaşmak içim dışarıdaki destek illeri dediğimiz illerdeki de insanların nereye, nasıl geleceğini çok iyi planlamamız lazım.

İSTANBUL'DAKİ İZOLATÖRLÜ HASTANELER

Biz İstanbul'da nüfus yapısına göre de artık hastanelerimizde izolatörlü hale getiriyoruz. İstanbul'da bu aks çerçevesinde izolatörlü hastanelerimiz artık var.

Deprem esnasında hastanelerin temeline yay gibi bir sistem kuruluyor. Siz deprem ne kadar olursa olsun 80 cm hareket etme kabiliyeti var. Siz depremi hissetmiyorsunuz. Yapı zarar görmüyor. Aynı zamanda 24 saat sağlık hizmeti sunan yapımız var.

Bir Kira Zam Cinayeti Daha! Bir Kira Zam Cinayeti Daha!

Burada çalışan, yaşayan, o gece nöbetçi olan veya gündüz çalışan ekipler de depremi hissetmiyor. Önce depremzede ve depremin psikolojik etkisini de yaşamayacaklar. Bu çok önemli. Bugün şehir hastanelerimizde Mersin ve Adana'da bunu hissetmedikleri için o hastaneler hiç aksatmadan devam etti.

Biz insanların şöyle düşünmesini istiyoruz. Bu izolatörlü hastaneler Esas depremde sağlık hizmeti omurgasını oluşturacak hastanelerimiz bizim.

Nereden başlıyor? Başıbüyük'ten Süleyman Yalçın Şehir Hastanesi, Çekmeköy Devlet Hastanesi, Göztepe Hastanesi, Kartal Lütfi Kırdar Şehir Hastanesi, Okmeydanı Şehir Hastanesi, Acil Durum hastanemiz devam eden Bağcılar'da bir hastanemiz daha var izolatörlü. Başakşehir Çam ve Sakura Hastanesi ve Esenyurt'ta bir hastane.

Haritadaki D ve H'nin anlamı
D: İnşattı devam edenler.
Büyük H: Eğitim Araştırma ve Şehir Hastaneleri

Editör: Emlak Zirvesi