İstanbul Büyükşehir Belediyesi (İBB) Genel Sekreter Yardımcısı Buğra Gökce, Mayıs ayında yaptığı açıklamada, İstanbul'da yaklaşık 450-750 bin arası boş konut bulunduğunu söyledi.

Buğra Gökce, önemli bir bölümünün yatırım amacıyla alınmış ikinci ve üçüncü evler olduğunu belirttiği bu boş konutların; konut erişimini kısıtlayan ve konut piyasasını dengesizleştiren önemli bir faktör olduğunu savundu.

Gökçe, bu konutların değerlendirilmesinin hem fiyatların aşırı yükseldiği konut piyasasının dengelenmesini sağlayabileceğini hem de sosyal konut olarak kullanılıp depreme karşı yapı stoğunun yenilenmesinde fayda sağlayabileceğini belirtti.

Bu kapsamda İBB yetkilileri, boş evlerle ilgili olarak vergi ve teşvik gibi uygulamaları devreye sokacak düzenlemelerin yapılması gerektiğini söylüyor.

Peki bu sorun dünya kentlerinde nasıl yaşanıyor ve ne tür çözümler gündeme getiriliyor?

Dünyada da büyüyen bir sorun

Başta Batı ülkeleri olmak üzere gelişmiş ülkelerin kentlerinde de boş ev meselesinin, konut sorununun parçası olarak önemli bir tartışma konusu haline geldiği görülüyor.

Ekonomik Kalkınma ve İşbirliği Örgütü’nün (OECD) 2022 yılında bu konuda hazırladığı kapsamlı bir rapor bulunuyor.

Raporda bu konuyla ilgili tüm ülkelerden veri alınamadığı, dolayısıyla incelemede tüm ülkelerin olmadığı notu düşülmüş.

OECD raporuna göre, toplam konut stoğu içinde boş ev oranı en fazla olan ülkelerinde başında sırasıyla Malta, Japonya, Kıbrıs, Macaristan, ABD, Finlandiya, Şili, Slovenya, Slovakya, Avustralya, İrlanda ve Kanada geliyor.

Malta, Japonya, Kıbrıs ve Macaristan’da boş evlerin mevcut konut stoğu içindeki payı, yüzde 12’nin üstünde.

Bu oran ABD’de ise yaklaşık yüzde 11. Bu, ülkede yaklaşık 16 milyon konutun boş olduğu anlamına geliyor.

OECD’ye göre boş konut oranının en düşük olduğu ülkeler arasında ise İzlanda, İsviçre ve İngiltere var.

Bu ülkelerde boş konut oranı yüzde 3’ün altında.

OECD’nin listesinde Türkiye bulunmuyor.

Boş konut kavramıyla ilgili farklı ülkelerde farklı tanım yaklaşımları oluşabildiği görülüyor.

Bu konutların boş olmasının nedenleri de tek bir nedenle açıklanmayabiliyor.

Bununla birlikte dünyanın çeşitli kentlerinde, yerli veya yabancı kişilerin ya da şirketlerin, konut piyasasına yatırım amaçlı yaklaşımlarının boş evlerin oranını artıran bir eğilim yarattığı öne sürülüyor.

Bu alanda dünyanın farklı yerlerinde kampanya yürüten gruplar oluşmuş durumda.

Bu gruplar Küresel Boş Evler Ağı adlı bir çatı yapılanması oluşturmuş.

İngiltere merkezli Boş Evlerle İlgili Eylem Grubu da onlardan biri.

BBC Türkçe’ye konuşan, grubun yöneticilerinden Chris Bailey, dünyanın birçok kentinde boş ev sorunu olduğunu ve bunun konut krizini derinleştirdiğini savunuyor:

“Emlak, dünyanın büyük kentlerinde hem şirketler hem de bireyler için çok güvenli bir yatırım aracına dönüşmüş durumda. Bu yüzden çeşitli türdeki yatırımcılar bu evleri, onların içinde oturmak için satın almak isteyenlere karşı daha yüksek fiyat teklifi verebiliyorlar.

“Bu, konut satış fiyatlarını yükseltip konut bulmayı zorlaştırıyor. Ayrıca, bu konutlarda oturmayacak yatırımcıların oluşturduğu rekabet nedeniyle kira fiyatları da artıyor. Farklı toplum kesimlerini barındırmayan şehirler, zenginlerin eğlence parklarına dönüşüyor. Konut krizini çözme fırsatlarını kaçırıyoruz.”

Hangi ülke ne tür önlemler alıyor?

Boş evlerin, kentlerdeki barınma sorununu artırmasına karşı bazı ülkeler son dönemde çeşitli önlemler alıyor.

Bunun önemli örneklerinden biri, Kanada’nın Britanya Kolumbiyası Eyaleti’ndeki Vancouver kentine ait.

2017 yılında eyalet, 6 aydan fazla boş kalan ve bununla ilgili özel bir gerekçe sunmayan evlere, yıllık olarak o evlerin değerinin yüzde 1’i kadar bir vergi ödeme zorunluluğu getirdi. Bu oran daha sonra yüzde 3’e yükseltildi.

Eyalet yetkilileri, 2020’de yaptıkları açıklamada 2017’den sonra bu uygulamayla boş ev sayısının 2200’den 1600’e düştüğünü belirtti.

Chris Bailey, “Vancouver’ın dünyadaki en kârlı emlak yatırım pazarlarından biri olduğuna” dikkat çekiyor.

Bailey, eyalette ayrıca bu uygulamadan bağımsız bir spekülasyon ve boş ev vergisi olduğunu, bunun içinde konut alan yabancılar için yüzde 15’lik bir vergi zorunluluğu bulunduğunu ve bunun önümüzdeki dönemde yüzde 20’ye çıkarılmasının planladığını belirtiyor.

Avustralya’da da benzer uygulamalara gidiliyor.

2018 yılı itibarıyla Melbourne kentinde, altı aydan fazla bir süre bir evi boş bırakan ev sahiplerine o evin değerinin yüzde 1’i kadar yıllık vergi ödeme yükümlülüğü getirildi.

Ayrıca ülke çapında da yeni bir konut alıp o evi altı ay süreyle boş bırakan yeni alıcılara en az 5500 Avustralya Doları ceza verme yetkisi devreye sokuldu.

Hollanda’da da Amsterdam Belediyesi, altı aydan uzun bir süre evinin boş olduğunu beyan etmeyen ev sahiplerine 9000 Euro’ya kadar ceza verilmesini öngören bir yasal düzenlemeyi tartışıyor.

İspanya’da Mayıs ayında parlamento tarafından onaylanan konut yasası kapsamında barınma hakkı amacıyla alınan birçok kararın arasında; belediyelere, boş evlerin emlak vergilerini yüzde 150’ye varan oranda artırma yetkisi verilmesi de bulunuyor.

Kiralık Konut İlan Sayısında Artış, Satılıkta Düşüş Kiralık Konut İlan Sayısında Artış, Satılıkta Düşüş

Barcelona kentinde ise yerel yönetim, boş evlere karşı farklı bir taktik uyguluyor.

2016 yılında yapılan yasal düzenleme kapsamında Barcelona’daki yerel yönetim, iki yıldan fazla süre boş bırakılan bir eve, sosyal konut amacıyla kullanmak için geçici olarak el koyabiliyor.

Yerel yönetim ayrıca bu ev sahiplerine yüklü cezalar da verebiliyor.

Almanya’nın başkenti Berlin ise 2022 yılında aldığı bir kararla, kısa süreli ev kiralamaya karşı önlemleri sertleştirmiş durumda.

Fransa’da 2013 yılında boş evler için bir vergi getirildi.

Chris Bailey, “Barcelona Üniversitesi’nin hazırladığı bir rapora göre bu vergi, Fransa'da 2013 ila 2017 yılları arasında boş ev sayısının yüzde 13 azalmasını sağladı” diyor.

OECD’nin raporunda alt sıralarda yer almakla birlikte İngiltere’de de boş ev sorunun son yıllarda arttığı bildiriliyor.

Bailey, İngiltere’de konut stoğunun yüzde 4’üne denk gelecek şekilde 1 milyon evin boş olduğunu, 2021’deki nüfus sayımına göre bunun 1.5 milyon olabileceğinin ortaya çıktığını belirtiyor.

Boş ev artış hızının Londra, Güney Doğu İngiltere ve Doğu İngiltere gibi yeni konutların daha yoğun inşa edildiği yerlerde daha yüksek olduğunu, bunun da boş evlerin yatırım amacıyla alınmış evler olduğu kanısını doğurduğunu belirtiyor Bailey.

Hem İngiltere hem de dünyada hükümetlerin boş ev sorununa karşı önlemler alması gerektiğini savunan Bailey, bunun dünyanın birçok yerinde yaşanan konut kriziyle mücadele açısından önemli olduğu görüşünde.

Dünyanın farklı kentlerinde tartışılan ve bazı yerlerde devreye sokulan önlemler, önemli yasal değişiklikleri kapsıyor ve birçok örnekte merkezi hükümetler ile yerel yönetimlerin bu konuda eş güdümlü hareket ettirmesini gerektiriyor.

Editör: Emlak Zirvesi