Toplumun en önemli problemlerinden biri bugün kira problemi. Bu problem biraz daha sürecek çünkü problemi yasaklamalarla halletmeye çalışıyoruz, oysa meselenin kökeni ekonomik.
Şayet kiralık dairelerin arzı çoğalırsa kiralar düşer, arz yok da talep fazla ise (ki bugünkü durum budur) fiyat artar. Dolayısıyla kiralık daire sayısı artmadıkça fiyatlar yükselecektir.
Peki kiraları belli rakamlarla sınırlarsak, işte o zaman da kanun dışı talepler gündeme geliyor. Okuyucumun durumu da bu akımın içinde.
Okuyucumun kira sözleşmesi yılbaşı itibariyle yapılmış. Bugün zam istese zaten bu artış yılbaşı itibariyle uygulanacak. Ancak kendisinin ikinci bir teklifi var. Kiracıya “Sen çık, ben geleceğim” diyor.
Bu da mümkün. Ancak tahliyeyi sağlamak için dava açacak ise bu da yılbaşında açılacak. Kendisi kirada oturduğuna göre açacağı tahliye davası ihtiyaç nedenine dayanacaktır ve kazanma ihtimali büyük ancak sıkıntı yaşayacağı husus davanın uzaması durumudur.
Yani kazanma ihtimali en büyük davada bile davanın sonucunu almak iki seneyi gerektiriyor. Bu dava süresi.
Şayet ihtiyaç nedeni ile kiracıyı tahliye ettirse bilsin ki üç yıl müddetle bir başkasına kiraya veremeyecek, kendisi oturacak. Neticeten gerek kiracının gerekse kiraya verenin karşılıklı haklarının temini yasaklamalarla olmuyor, ekonominin kurallarının oluşması şart.
