Sosyal medya hesabından yaptığı paylaşımda, 400 Bin Dolar değerinde konut edinimi ile alınabilen Türk Vatandaşlığı konusundaki yanlış bilinenlere değinen Hakan Bucak, yeni kararın önüne arkasına birlikte bakalım, dedi. Paylaşımda yapılan açıklama şu şekilde;

400 BİN DOLAR HAKKINDA DOĞRU BİLİNEN YANLIŞLAR

13 Haziran 2022 tarihi itibarıyla yabancılara gayrimenkul satışı karşılığında sunulan Türk Vatandaşlığı hakkı 250 bin dolar alt limitten 400 bin dolara çıkarıldı. Yeni kararın önüne ve arkasına birlikte bakalım.

Alt limitin değişeceği senenin başında belliydi. Resmi karar 90 gün önce, 13 Nisan’da açıklandı. Geride kalan 3 ay boyunca konuyla ilgili yüzlerce mesaj, pek çok görüşme ve haber talebi, bir o kadar da soru aldım.

Karar olumlu mu? Artış satışları nasıl etkiler? Yeni limitle fiyatlar ne olur? Bu alanda faaliyet gösteren aktörler bir darboğaz ile karşılaşır mı…

Gelen onca soruya tek seferde yanıt vermek, beraberinde konuyla ilgili yaşanan anlam karmaşasına da son vermek istiyorum. 

Her sektörde, pazarladığınız her üründe fiyat değişebilir. Hızla adapte olur, yeni fiyatlamanın gereğine göre yapılanır, pazarlama ve satış stratejinizi yenilersiniz. İşte bu nedenle fiyat artışı, benim için resmin sadece bir parçası… Tamamı değil.

Oysa yabancıya gayrimenkul satışı ve vatandaşlık hakkıyla ilgili düzeltmemiz gereken pek çok hatalı algı var. Sizin için bunları 10 başlıkta derledim.

Vatandaşlık sonuç, aslolan nitelikli yatırımcı

Öncelikle şunu anlamamız gerek… Yabancılara satılan şey gerçekte bir gayrimenkul. Gayrimenkulün ötesinde bu faaliyet, bir ulusal finansman gereci. Amerika, İngiltere, Kanada, Portekiz, Karadağ gibi pek çok ülke benzer iş modelleri ile kendilerine yatırımcı çekiyor. Yatırım kiminde gayrimenkul, kiminde iş, bazılarında da nakit girişi ya da hibesi ile oluyor. Türkiye bu konuda ne ilk ne de son.

Yaşadığımız çağda sermaye ve yatırım sınırsız. Gelişmiş ülkeler farklı modellerle dünyanın dört bir yanından nitelikli yatırımcıları kendine çekiyor. Hatta bu konuda ciddi bir rekabet var. Türkiye olarak açılan bu pencereyi doğru değerlendirmeli, nitelikli yatırımcıların kalıcı adresi olmalıyız.

Siyaset yanılgısı

Yabancı yatırımcıya konut satmanın ve karşılığında vatandaşlık hakkı vermenin siyasetle ya da partilerle ilgisi yok. Bu bir devlet politikası. Yabancı gerçek kişilerin taşınmaz edinimi hakkı ilk kez 1934’te tanımlandı. 1986, 2003, 2008 gibi yıllarda süreçle ilgili kanun çalışmaları devam etti. Özetle bugünkü hak, tek bir hükümetin politikası ve yönlendirmesiyle sağlanmadı. 

Bizim için global kırılım 2017’de başladı. O zamana kadar Türkiye, komşu ülkeler için gayrimenkul yatırımı yapılabilecek pek çok seçenekten biriydi. İkametgah ve vatandaşlık programının ortaya çıkışı durumu değiştirdi; Türkiye’yi öncelikli kıldı. Ayrıca Türkiye sadece komşularından değil dünyanın dört bir yanından yatırımcı çekmeye başladı.

Tüm para geliştiricinin cebine giriyor

Ülkemize bu iş modeli ile 2021 yılında 10 milyar dolara yakın döviz girişi sağlandı. Bu bedeli, konut geliştiricilerinin doğrudan cebine giren para olarak görmek yanlış. Gayrimenkul 200’den fazla alt endüstriyi besleyen bir sektör. Özetle 10 milyar dolar, peyzajcısından elektrik tesisatçısına, demircisinden inşaat makinesi kiralayan şirketlere kadar pek çok alana gelir olarak döndü.

Mülteci ve yabancı yatırımcı karmaşası

Sektöre uzaktan bakanlarda gözlemlediğim en önemli algı hatalarından biri de… Yabancı konut yatırımcısı ile mülteci kavramlarının birbirine karıştırılması ve iç içe sokulması. Yabancı gayrimenkul alıcısı 250 bin dolar ve üzeri para harcayabilen bir yatırımcı grubudur. Savaştan kaçarak ülkemize sığınan ya da kaçak yollarla ülkemize girip iş arayan kişilerle bu grubun hiçbir ilgisi yoktur.

Ülkemizin en güzel yerleri ucuza gidiyor

Elbette böyle bir şey yok. Yabancı gayrimenkul yatırımcıları, taşınmazlarını Türkiye liste fiyatıyla, değerine satın alıyor. Türk Lirası son bir yıldır ciddi bir değer kaybı içinde. Bu durum yabancı yatırımcılar için kısmi avantaj. Ancak fiyatların ucuzladığı ya da yabancılara ucuza mülk sunulduğu algısı doğru değil.   

Konut Satışlarında Düşüş Sürecek mi? Konut Satışlarında Düşüş Sürecek mi?

Belli bir ülke ya da etnik grup, ülkemizin yerleşim yerlerini ele geçiriyor

Yine bir yanlış algı. Sığınmacı, turist ve gayrimenkul yatırımcısı kavramları, sokaktaki vatandaşın zihninde iç içe geçmiş durumda. 2021 yılında yabancılara 58 bin 576 konut satıldı. Bu konutlar, 20 temel ülkenin yatırımcıları tarafından satın alındı. Bunlar arasında 1.089 İngiltere, 850 İsveç, 1.416 Amerika, 2.358 Almanya, 5.379 Rusya vatandaşı mevcut. Türkiye dünyanın her yerinden insanın ilgisini çekiyor. Doğru tanıtımla daha fazla sayıda coğrafyaya ulaşmak mümkün. 

Yabancılar şehirlerimizi kötü etkiliyor

Londra’da özellikle lüks segmentteki her 10 evin 7’sini yabancılar satın alıyor. Londra bitti mi? Bu yazıyı okuyan hemen hemen herkesin Londra’ya tatile gitme hatta yılın bir dönemi orada yaşama fikrini seveceğinden eminim. Yabancı gayrimenkul yatırımcıları ülkeye senede 10 milyar dolar doğrudan döviz getiriyor. Bir o kadar da Türkiye’de yaşadıkları dönemde harcama yapıyor. Konut alanların çok azının yılın 4 mevsimini Türkiye’de geçirdiklerini hatırlatmak isterim.

Alt limit 400 bin dolar olunca, satışlar biter

Bu konuyu yani kararla ilgili görüşümü ayrıca açacağım. Ancak bu algının da hatalı olduğunu söyleyebilirim. Türkiye her bölgesi ile eşsiz bir ülke. Konumu ile dünyanın merkezi. İlgi sürecektir. 

Yabancıya gayrimenkul satışı yasaklanmalı

Yılın belli bir dönemi Türkiye’de yaşamak, bulunduğun şehrin keyfini çıkarmak ve bir bölümüyle kendini Türkiye’ye ait hissetmek bir Rus için de, Alman ya da İranlı için de temel bir hak. Sınırların kalktığı, globalleşen bir dünyada aksini düşünmek mümkün değil.

Yabancı yatırımcının Türkiye’ye getirdiği döviz, geliştiricilerin daha az krediyle iş yapmasını sağlıyor. Merkez Bankası bu kotayı başta turizm olmak üzere farklı sektörlere kaydırıyor. Böylece diğer iş kollarına dolaylı fayda sağlanıyor.

Türkiye’yi alt seviye yatırımcılar tercih ediyor

Hayır, yanlış bir genelleme. Vatandaşlık hakkının 2018’de 250 bin dolar alt limitine çekilmesinin segment değişikliği yarattığı doğru. Ancak size 500 bin, 1 milyon hatta 5 milyon dolar seviyesinde satın alımlar yapan, pek çok nitelikli yabancı yatırımcı gösterebilirim. 

Türkiye’den gayrimenkul almış yabancı yatırımcıların %80’i üniversite mezunu. Tamamına yakını önemli iş kollarında aktif, farklı sektörlere de katkı sağlayabilecek global yatırımcılar.

Yanlış algıları düzelttikten sonra şunu söyleyelim… Türkiye’nin en efektif gayrimenkul satış şirketini yöneten kişi olarak, limit artışıyla ilgili pozitif bir görüşe sahibim.

İçinde yaşarken Türkiye’nin güzellikleri unutabiliyoruz. Oysa dışarıdan bakıldığında her şey net görünüyor. Türkiye önemli bir ülke. Tarihi, kültürel birikimi, doğal güzellikleri ve şehir yapıları ile her bölgemizin kendine özgü bir değeri var. Türkiye’ye yatırım yapmak ve vatandaşlık hakkı kazanmak bir ayrıcalık.  

400 bin dolar kriteri geçişte kısmi bir yavaşlama getirebilir. Ancak yabancı yatırımcıların Türkiye’ye olan ilgisi devam edecektir. Bu noktada aslolan, satış şirketlerinin ve aracılarının tavrıdır. Yabancılara hizmet sunan acenteler ve danışmanlar paniğe kapılmamalı. Burada kilit kelime adaptasyon. Çevik bir şekilde kendilerini, hizmet biçimlerini ve müşteri profillerini yenilemeleri gerek. Fiyat artışının doğru anlatılması, Türkiye’nin marka değerinin hakkıyla yansıtılması gerekiyor.

Az da olsa, mevcut konut fiyatlarını artırarak 400 bin dolar limitine çıkarmak isteyenler görülecektir. 250 bin dolarlık konutu, yabancıya 400 bin dolara pazarlamak hem etik değil hem de büyük bir hata. Bu tip hareketler yatırımcının güvenini tamamen kaybetmek demek. 

Bazılarının zihninde yabancıya gayrimenkul satışı yapmak, Araplar’a fahiş fiyattan konut satmaya çalışmak ile eş. Bu algı acilen terk edilmeli. Gayrimenkul bilimsel olarak değerlenen ve fiyatlanan bir enstrüman. Gayrimenkul alıcısı ise hangi milletten olursa olsun, hesap kitap yapmasını bilen, global niteliklere sahip bir yatırımcı.

Yabancıların Türkiye’den taşınmaz edinmesi, ülkemiz için önemli bir gelir kaynağı. Yatırım yapan herkese vatandaşlık hakkı verilmesi ise üstünde daha detaylı çalışması gereken bir durum. Stratejik olarak planlanması, bilimsel verilerle analiz ve takip edilmesi gereken bir süreç.

Kanımca kamu otoritesi, yurt dışı örneklerinde olduğu gibi bu süreçte derecelendirmeye gidebilir. Sisteme sadece oturma izni, çalışma izni, daha yüksek bir limitin üzerinde doğrudan vatandaşlık, yaşam devamlılığı doğrultusunda 5 yıl sonra vatandaşlık hakkı gibi yatırım sınıfları dahil edilebilir. Bu derinlik, ülkemize yapılan yatırımların kalıcı ve anlamlı olmasını sağlayacaktır.

Editör: Emlak Zirvesi