İstanbul’un iki sınır ilçesinden biri olan Tuzla, Kahramanmaraş merkezli depremlerin ardından kentsel dönüşüm çalışmalarına hız verdi. İstanbul’a doğudan giriş kapısı olan ilçede toplam 1876 riskli bina bulunduğunu söyleyen Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı, kentsel dönüşüm çalışmalarını Milliyet’e anlattı. 

‘Enkaz da kazandırıyor’ 

“Yerine Kentsel Dönüşüm Projesi” hakkında bilgi verir misiniz? Hisse sahiplerini evlerinin yıkıldıktan sonra dönüştürülmesine nasıl ikna ediyorsunuz?  

Tuzla modeli denilen yöntemi geliştirmeye ve uygulamaya çalışıyoruz. Depreme dayanıksız binaların yıkım kararını almadan önce bir süreç var. “Gelin görüşelim” diyoruz ve süreci başlatıyoruz.

Yıkım kararının ardından onay imzası yüzde 67’yi geçince dönüşüme başlıyoruz. Yıkımın ardından 18-36 ay arasında inşaatı tamamlıyoruz. Yıkımın arkasındaki enkaz bile mülk sahiplerine para kazandırabiliyor. Para vermeden dönüşüm yaptığımız modeli başarıyla uyguluyoruz. 

Çok katlı olmayan toplu konutların ve sitelerin bulunduğu ilçenizde yapı stoğu hakkında bilgi verir misiniz?  

Valiler, Çamlıkent, Tuzburnu, Akkum, Çamlıbel, Galatasaraylılar, Eski Öğretmenler ve Tuzlalılar gibi 28 sitede dönüşüm sürüyor. İstanbul Teknik Üniversitesi desteğiyle tamamladığımız bilimsel ölçümlerde yapı stoklarının iyi olmadığını gördük. İlçemizdeki yapılaşmanın yüzde 10’unun 1999 öncesinde yapıldığını biliyoruz. Hemen planları, plan notlarını, plan şartlarını ve tüm gerekenleri Büyükşehir Meclisi’nden geçirdik. Vatandaşlar dönüşüme ikna olmak için genellikle karşılarında belediye başkanını görmek istiyor. Elimden geldiğince her proje öncesi hak sahipleriyle görüşmeye çalışıyorum. 

Tuzla Belediye Başkanı Şadi Yazıcı, Milliyet Gazetesi Haber Araştırma Müdürü Pınar Aktaş, yerel yönetimler yazarı Eren Aka ve Haber Araştırma muhabiri Gökhan Karakaş’ın sorularını yanıtladı.

Kiracı İle Ev Sahibi Arasında Yaşanan Tartışma Kanlı Bitti Kiracı İle Ev Sahibi Arasında Yaşanan Tartışma Kanlı Bitti

Hangi mahallelerde hangi projeler sürüyor?  

Aydıntepe, İçmeler, Evliya Çelebi, Yayla, İstasyon, Cami, Postane, Şifa ve Mimar Sinan mahallelerindeki bina dönüşümleriyle depreme hazırlıklarımızı sürdürüyoruz. Zemin etüdünün doğru yapılmasını çok önemsiyoruz. Zemine uygun bina yapıldıktan sonra sorun kalmaz. Yaşadığımız son büyük depremlerinde zemin etüdü nedeniyle hesaplanamadığını görüyoruz. Türkiye’ye örnek teşkil edecek ve ilkler arasına girecek “Yerine Kentsel Dönüşüm” projemiz çok verimli. Beşevler, Penguen, Marmados Sitesi, Tıpkent, Asena ve Binevler gibi projelerimiz inşaatı süren projeler. 

Kentsel dönüşümü kolaylaştırmak için neler yapılmalı? Deprem gerçeği için dönüşüm nasıl hızlanmalı? 

Öncelikle vatandaşın deprem gerçeğiyle yüzleşmesi ve dönüşüme istekli olması gerekli. Tuzla Belediyesi ve dönüşümü sürdüren Tuzyap şirketimiz kâr amacı gütmüyor. Bazı projelerde daire boyutlarını küçültüyoruz. Mesela, 50 dairelik alanda 80 daire yapmamız gerekiyorsa metrekareden kesmek zorunda kalıyoruz. Daire dağıtımının eşit ve adil olması için hassas davranıyoruz. Tuzyap isimli kâr amacı olmayan şirketimizin varlığıyla bugüne kadar hiçbir projeden ek ücret almadık. Vatandaşlara hakkı olanı verirken yeşil alan bırakması için önerilerde bulunuyoruz. Kat sayısını planlara göre uygulamaya çalışırken emsal transferini yapıyoruz. Maliyetlerin artmasına rağmen metrukeden kesintiler yaparak sorunları hallediyoruz.

Dönüşüm konusunda en büyük dezavantajınız nedir? 

En büyük dezavantajımız denizdeki fay hattına yakınlığımız. Denizin içinde bir yarımadada yaşıyoruz. Fay hattında ve birçok deresi olan bir ilçeyiz. Ama risk analizi yaptığımızda Tuzla’da bitişik nizamın olmaması kadar yüksek katlı binaların az olması ise avantaj. Çok eskiden var olan kooperatif kanunuyla yapılmış siteleri ruhsatlandırdık. 2009’dan itibaren 35 bin bağımsız bölümün ruhsat sorununu çözerek kentsel dönüşümün temellerini atmıştık. O zaman bu ruhsatlandırmayı yapmasaydık bugün çok büyük sorunlar yaşardık. Arazimiz geniş ve kişi başına 4 metrekareyi bulan (askeri ve yeşil alanlar hariç) alana sahibiz. Deprem sonrası arama-kurtarma ve lojistik imkanları açısından güçlü olduğumuzu da görüyoruz. Tersaneler ve ağır sanayi açısından zenginiz. 100 binlik plana göre İstanbul’un lojistik merkezi Tuzla. 

‘Tsunami yaşanma olasılığı düşük’  

Başkan Yazıcı, “Tsunami tehdidi var mı” sorusuna “Denizle bağlantımız olduğu için elbette tsunami riskine hazırlıklıyız. Çok büyük bir kırılma sonrası büyük tsunami yaşanma riski ilçemizde düşük. Belediye olarak kaçış noktalarını belirledik. İnsanların 5 metreyi geçmeyen tsunami dalgasından herhangi bir engelle karşılaşmadan uzaklaşabileceği noktaları bulabilmesi önemli” yanıtını verdi.  

‘İstanbul’a faydalı bir ilçe olabiliriz’

Tuzla’nın İstanbul’daki olası depremde nasıl katkılar sağlayabileceği konusunda da Başkan Yazıcı, şunları söyledi: 

“Depremde deniz yolunun kullanımının etkisi her geçen gün daha iyi anlaşılıyor. Büyük depremde iskele ve liman olanaklarıyla Tuzla öne çıkacaktır. Tersaneler ve ağır sanayinin yoğunluğuyla şehre faydalı olabiliriz. Konteyner kent kurulması konusunda komşu ilçelere de faydalı olabilecek alanlara sahibiz. Çadır ya da konteyner şehri kurabilecek alan bulamayan ilçelerin sorununu geniş alanlara sahip olan Tuzla çözer. İstanbul’un 100 binlik planlarında Tuzla ve Silivri lojistik merkezi. Kızılay ve AFAD’ın merkezleri ilçemizde bulunuyor. Kabotaj hakkımızdaki tersaneler ile denize çok kolay ulaşabiliriz. Yardımlar deniz yoluyla götürülebilir. Helikopter pistleri ve yetişmiş insan gücüyle de Tuzla depremde yardımını esirgemeyecektir. Bence deprem anında kamu otoritesi kadar sivil inisiyatif de harekete geçmeli. Herkes deprem olduğunda nerede, ne yapacağını bilmeli ki faydalı olsun. 1050 eğitim almış gönüllümüz var. Deprem konteynerindeki malzeme ve cihazları kullanmayı bilen insanlar yetiştirmeliyiz.”  

‘Geniş toplanma alanlarına sahibiz’   

 Başkan Yazıcı, Tuzla’daki toplanma alanlarıyla ilgili de şunları söyledi:  

“İlçemizde alanların bolluğuyla öne çıkıyoruz. 140 toplanma alanımız 300 bin kişinin yaşadığı nüfusumuza oranlandığında kişi başı 4 metrekareyi buluyor. Askeri ve yeşil alanlar bu rakamın dışında. Dünya standardının üzerinde bir ortalama.” 

‘Birleşirlerse emsalleri artar’

Deprem anında ve kentsel dönüşüm sürecinde vatandaşa düşen görevler nelerdir? 

Vatandaşların elini taşın altına koyması gerekli. Elbette kamu kurumları da güven vermeli. Küçük parsellerin tek başlarına dönüşümü yapmaları mümkün değil. Mesela, 200 metrekarelik alanda beş daire var. Yıkarak yerine yenisini yapmaları çok zor. Bizler hemen birleşmelerini tavsiye ediyoruz. Birleşirlerse emsallerinin artacağını biliyorlar. 2000 metrekareyi geçtikleri zaman emsalleri 2’nin üzerine çıkıyor. Gidişatımıza göre Tuzla’da 5-10 yılda dönüşüm tamamlanır. Deprem anında da herkes ne yapacağını bilmeli. İlçemizde eğitim almış bin 59 eğitim afet gönüllüsü var. Ama konteynerlerdeki cihazları kullanmayı bilen mahalle afet gönüllüsü sayısını artırmalıyız. Herkes deprem anında yapması gerekeni bilmeli. 

Riskli binaların yapısı hakkında bilgi verir misiniz?  

Halen 1876 bina riskli yapı özelliği taşıyor. Toplam 900 bin metrekare riskli alan bulunuyor. 3175 bağımsız alanın yıkımını gerçekleştirdik. İlçede 34 bin 660 kişi riskli binalarda yaşıyor. 12 bin 700 kişi ile görüştük ve ikna ettik. 12 riskli ve rezerv yapı alanında bağımsız 8665 birimde yıkım yapmamız gerekiyor. 56 ağır hasarlı bina var ve 17 site dönüşüm talebinde bulundu. Beş büyük projede ise İstanbul Büyükşehir Belediyesi ve TMOBB’un açtığı davalar devam ediyor. İşler yolunda gittiğinde 5-10 yıl içinde kentsel dönüşümün çözüleceğine inanıyoruz. Ama vatandaşın da birleşmeye hazır olması ve deprem riskini ciddiye alması gerekli. 200 metrekare alanda 5 daire olabiliyor. Birleştirmeyle bu alanları büyütürken büyük kazanımlar sağlarız. 

Kentsel dönüşüm konusunda beklentiniz nedir? Önünüze çıkartılan engel var mı? 

Kamu kaynaklarından yerel yönetimlere kredi desteği açılmalı. Birey ya da bağımsız bölüm başına desteğin artmasını istiyoruz. Yeni konut üretimi konusunda verilen destek kentsel dönüşümde de sunulmalı. Her şeyden önce vatandaş kararlı olmalı. Biz bir sitenin yıkımı için 10 kez hak sahipleriyle buluştuk. Bir kişi başvursa yıkım sürecini durdurabiliyor ve 1 yıl öteye atabiliyor. Bu bina yıkılacak dediğimizde “Öleceksek ölelim” diyorlar. “Hayır, bu şekilde ölme özgürlüğünüz yok” diyerek cevap veriyoruz. Çoğunluk kararları ve riskli yapı ilanından sonraki süreç doğru yönetilmeli. Süreç işlerken yürütmeyi durdurma kararı aldırabiliyor. Yıkım için bir kişinin yeterli olması, yeniden yaptırmak için ise yüzde 67 hissenin onay vermesi benim için de doğru bir yaklaşım. Yerel yönetim güven verirken, vatandaş kararlı olmalı. 

Editör: Emlak Zirvesi