TV5’te, Tolga Saçıkaralı'nın hazırlayıp sunduğu Tarihten Yansıyanlar programında izledim.

İnşaat Yüksek Mühendisi Prof. Dr. Vahit Okumuş diyor ki;

Deprem ölçer alet... Bu cihazı kurma maliyeti 40 bin lira kadar… Bu sistem, bu cihaz deprem bölgesine kurulsaydı, deprem olmadan 2-3 saat öncesinden haber alınabilirdi. Kurulmasını istediğim bu cihazdan para falan da istemiyorum!..”

Betonla depreme dayanıklı ev yapılamaz!”

“Artık ahşap yapılaşmaya önem vermeli. 7 katlı bina bile yapılır ahşapla. Beton binanın ömrü 70 yıldır en fazla. Sonrasında mukavemeti kaybolur. Oysa ahşap yapılar birkaç yüzyıl dayanır. Türkiye artık betondan kesinlikle vazgeçmelidir...”

Eşin İmzalamadığı Tahliye Taahhüdü Geçerli mi? Eşin İmzalamadığı Tahliye Taahhüdü Geçerli mi?

“Mühendis, doğa ile iç içe olmalı...”

“Deprem bilimi diye bir şey yok. Yönetmelikler kaç defa değişti? Deprem bilimi hâkim olsaydı bu yönetmelikler değişir miydi?”

“Mühendislere kesinlikle malzeme dersi de verilmelidir.”

TV5’teki programı başından sonuna kadar izledim. Bende şöyle bir izlenim uyandı: “Prof. Vahit Okumuş çok şey biliyor ama bildiklerini yeteri kadar ifade edemiyor!”  

Devlet yetkililerinin, depremle alakalı çalışmalarda bulunanların Vahit Bey’i bir dinlemelerinde fayda var derim.

BUGÜN DEPREMİN 15. GÜNÜ

Son birkaç yazımda vurguladığım satırları tekrar etmek istiyorum:

Hâlâ ümit var mı? Kanaatim hâlâ ümit var! Bulunduğu yerde küçük de olsa bir hayat alanı varsa, sesini de bugüne kadar duyuramadıysa o kişinin enkazdan sağ çıkarılma ihtimali çok yüksek.

Tıp çevreleri, enkaz altında insanların ortam şartlarına bağlı olarak 3-4 haftaya kadar sağ kalabileceğine işaret ediyor. 

Bu açıdan bakarsak; enkaz kaldırma çalışmalarının bu ihtimal göz önünde bulundurularak titizlikle yapılmasında fayda var.

Editör: Emlak Zirvesi