Pusula Haber'de yer alan habere göre, Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhuriyet tarihinin en büyük konut projesini 13 Eylül’de açıklayacak. 

Evi olmayan vatandaşa uygun taksitlerle konut satılacak. Yeni evlenenlere, gençlere, emeklilere, engellilere, şehit yakınları ile gazilere özel kota ayrılacak.

150 bin konutluk sosyal konut projesini ve inşaat sektörünün durumunu gazetemize değerlendiren Konya Müteahhitler Birliği (KOMÜT) Başkanı Adem Bulut, Konyalı müteahhitler olarak krizin hızlı bir şekilde aşılması için sosyal sorumluluk bilinciyle hareket ettiklerini, süreci doğru bulup destekledikleri gibi paydaşı da olmak istediklerini dile getirdi.

Yapı Ruhsatı Verilen Yapıların Yüzölçümü Arttı Yapı Ruhsatı Verilen Yapıların Yüzölçümü Arttı

KRİZ, NEREDEYSE 2 YILDIR ‘GELİYORUM’ DİYOR

Yaşanan konut krizinin bugünden yarına oluşmadığını, yaklaşık 2 yıldır ‘geliyorum’ diye bağırdığını aktaran Başkan Adem Bulut, “Son 1 yıldır da bu kriz ayyuka çıktı.

Bu krizin birçok sebebi var. Açıkçası hazırlıksız yakalandık. Buna bir hazırlık yapılmadı. Devlet, müteahhit, belediyeler hiç birimiz hazırlık yapamadı.

1980’li yıllarda Konya’da çokça kooperatifle, gecekondu önlemek amacıyla sosyal konutlar yapıldı. Bu binalar hızla yapılmaya çalışılsa da hızlı olmadı.

Binalar 10 yılda bitirildiyse zaten bina 10 yılda eskidi. Vatandaş eve oturdu ama yeni bir eve oturmadı. Oturmaya mecbur edildi.

Oturduğuna da vatandaş şükretti. Daha sonra yap sat süreci başladı. Yap sat sürecinde Türkiye, 2002-2003’ten itibaren 2022’ye kadar koştu diyebiliriz.

O dönemde bu kadar konut üretiliyor, bu konutları kim alacak diye konuşuyorduk. Bu dönemde biz Konya’nın bölge bölge ne kadar konuta ihtiyacı olduğunu bilmeyerek üretim yaptık.

Bu sektörün eksikliği. Tamamen doğaçlama. O bölgede hangi konutlar satılırsa ona göre üretim yaptık” dedi.

‘ÜMİTLİ OLMAKTA FAYDA VAR’

13 Eylül’de detaylarının paylaşılacağı sosyal konut projesini doğru bulduklarını, yapılması gereken bir çalışma olduğunu söyleyen Bulut, “150 bin konut az bir sayı değil. Sadece bazı konularda halen yanlışların olduğunu düşünüyorum. Bu konutları kim, ne kadar sürede yapacak, nasıl yapacak hiçbir bilgi paylaşılmıyor. Sonuçta bunu bir insan eliyle yapacaksın.

1-2 yılda 50 bin 100 bin konutun bir anda yapılmasını da ben çok doğru bulmuyorum. İnşaatın bir yapım süreci olmalı. Sonuçta bu işin hafriyatı, beklemesi, mevsimleri var. Sonuçta bu bir milli servet. Bu nedenle her aşamanın planlı bir şekilde yapılması gerekiyor.

Sosyal konut projesi dar ve orta gelirli insanların ihtiyacını mutlaka giderir. Yalnız alınan maaşlar bu konutları satın almaya yeter mi onu da bilmiyoruz. Asgari ücret halen tartışılırken, bir evi zar zor geçindirirken vatandaş artırıp eve nasıl ödeme yapacak bunun çözülmesi gerekiyor.

Bu konuda da soru işaretleri var. Bu sosyal konutlar yapılırken müteahhitler de üretmeye mutlaka devam etmeli. Bizlerin ürettiği konutlar biraz daha üst gelire hitap ediyor. Üst gelirde de sonuçta reaksiyon devam ediyor. Bizim sosyal konut çalışmalarında da bulunmamız gerektiğini düşünüyorum. Hem sosyal sorumluluk hem de ticari olarak düşünüyorum.

Bu sürecin bir paydaşı olmayı istiyoruz. Bu konuda daha önce çağrıda bulunduk. Ama neler olur, nasıl bir yol izlenir bilmiyoruz. Kapalı kutu. Sadece Cumhurbaşkanımızın ve bakanımızın açıklamaları var. Ama ümitli olmakta fayda var. Çok karamsar olmayı da doğru bulmuyorum” diye konuştu.

‘KİRACI KADAR EV SAHİBİ DE HAKLI’

Konut kira fiyatlarını da değerlendiren Başkan Bulut, “Kiralar giderek yükseliyor. Ama konut fiyatları ile kıyaslayacak olursak da görünen kadar yüksek olmadığını görüyoruz. Örnek verecek olursak 3+1 bir daire bugün 1-1.5 milyon lira. Kirasını da 5 bin lira olarak düşündüğümüzde konutun kendi parasının çıkması dahi yıllar sürecek.

Burada 4-5 bin lirayı az gördüğüm için söylemiyorum. Benim söylemek istediğim mülkün değerine göre kiranın göründüğü kadar yüksek olmadığıdır. 5 milyon liralık bir ev yaklaşık 10 bin liraya kiraya veriliyor. Bu ev kendi parasını 40 yılda çıkaracak.

Yanlış olan kiralar değil, maliyetlerin çok yüksek olması, ev fiyatlarının artması, üretimin az olması. Bir evin değeri 500 bin lirayken, kira getirisi 3 bin liraysa, aynı evin değeri 2 milyon liraya çıktığında kirasının da aynı ölçüde artmasını beklemek yanlış olmaz. Bu sorun, paramızın alım gücünün azaldığına işaret ediyor” ifadelerini kullandı.

MÜTEAHHİTLER DAHA ÇOK ÜRETMEKTEN KORKUYOR

Konut sorunsalının çözümünde müteahhitlerin daha çok konut üretmesinin artan talebi karşılayabilmek adına en önemli hamle olacağına dikkat çeken KOMÜT Başkanı Adem Bulut, “Dün 200 dairelik bir konut projesini sıradan gören müteahhit, bugün aynı projeye devasa bir proje gözüyle bakıyor.

Çünkü 200 konut için dün ayırdığı bütçeyle bugün ayırması gereken bütçenin arasında dağlar kadar fark var. 20 konutluk bir projenin üretim maliyeti ve işi bitirip teslim etme süreci ile 200 dairelik bir projeninki aynı olmayacaktır. Süre uzadıkça risk de artıyor.

Zaten maliyetlerde gün günü tutmuyor. Bu gerçekten hareketle müteahhitlerimiz daha küçük projelere yöneliyor. Kısa zamanda işini bitirmeye ve enflasyon karşısında ezilmemeye çalışıyor.

Dileğimiz yaşanan konut sorununun bir an evvel son bulması. Yukarıda da belirttiğim gibi, biz bize düşen bir görev olursa, yerine getirmek için hazırız” diyerek sözlerini tamamladı.

Editör: Emlak Zirvesi